30 Eki 2011

Derbent coştu birkere ..22 ekim 2011




Sabah erkenden hennüz hava açmamışken yerimizi aldık oltalarımızı attık,şamandraların görünür olması için 10 15 dk ya daha ihtiyaç vardı hava açıp şamandralar görüldüğünde artık somonların dansı başlamıştı, davate icap ettik ve başladık dansa, dans öğlene kadar devam etti, kaşık ve hamur ile yakalandı balıklar İsmail büyük balığı kaşık ile tuttu, balık oldukça yakışıklı bir erkek balık, öğleden sonra balık bıçak gibi kestğinden dolayısaat 3 civarı avımızı sonlandırdık,toplamda 10 - 15 parça balık tuttuk aralarında yarım kiloya yakın balıklar vardı büyük balığı görünce onları resimlemeyi unuttuk malesef , hava kapalı ve durgundu, balık yakalamak için biraz daha rüzgara ihtiyaç vardı ama rüzgarsızda epeyi keyfli geçti avımız. Gidecek olanlara sabahleyin erkenden yerlerini almasını tavsiye ediyorum, rastgelsin..

22 Eyl 2011

Sabah SARGAN öğlen KEFAL..

Bir balıkcı daha ne isterki, sabah 07 30 da bir yoklayayım şeklinde başlayan sargan avım, çok verimli geçti en azından yiyecek balığımızı tuttuk.Sargan balıkları saat 11 civarlarına kadar tuttuk, İsmail ben balıkları tutarken o da fotoğraf makinesi ile kıyıya kadar yanaşan yunusları yakaladı, yunuslar kıyıda kefal ziyafeti yapıyolardı.Sabah avımızdan sonra yine herzamanki gibi seriye kefal yakalayarak devam ettik, sarganın başladığını kefalin devam ettiğini test edip tarih sayfasına notumuzu düştük.Gidecek olanlara rastgelmesi dileklerimle.RASTGELE..






5 Eyl 2011

İki olta kaptırdık balıklara..

SAZAN


Açıkcası bu sene bir kere gidebildiğimiz, işleri yoluna koyupta tekrer gidemediğimiz sazan avına ben pek gitme taraftarı değildim, aklımda geçtiğimiz haftalarda yakaladığımız kefaller vardı, çünkü artık kefal mevsimide bitmek üzere. Sezonun son balığını yapmak için iki araba yolda bulduk kendimizi. Cuma günü iş çıkışı başlayan eksik giderme ve yolculuk, gece 1.5 da avlakta noktalandı, hemen çadırlar kuruldu, ortalık düzenlendi, atılabilen oltalar atıldı ve biz avımıza başladık..





İlk gece herkez yorgunluktan mı nedir hemen yattı, sabah saat 06 da kalktığımda gece attığımız oltaların yerli yerinde durduğunu gördüm, eyvah dedim, sabah vurmazsa bu balık ne zaman vuracak, fakat zaman geçip de güneş az daha yükselince oltalardan peş peşine hareket gelmeye başlamıştı bile, bilirsiniz biz avcılar için hareket berekettir. Boncuklu oltalarımız yine çok çalışmaya başlamış, ama balıklar küçük olarak çıkıyordu, en az 1.5 kg olanlar alınıp daha küçükleri hemen geri salınıyordu. Kampımız altı kişiden oluştuğu için açıkcası çıkacak olan seslerden dolayı ben pek büyük balık olmaz diye düşünüyordumki, la la la la gidiyor diye bir sesle hepimiz işaret edilen taraftaki kamışa baktığımızda, kamışın adeta suya saplanan bir mızrak gibi suya düşmesi ve gözden kaybolması bir oldu, hepbirlikte koşarak oraya gittiğimizde kamışın ortalıkta gözükmediğini kamış kazığının ve onu tutan taşın yerinden yerinden oynadığını gördük . o kadarmı büyüktü bu balık??

Caanım kamış; cormaron set yaklaşık 300tl civarı, Burçin üzülüyor ama pek belli etmiyordu ama saatlerce çıkar diye bekledi, o kamış bir daha hiç çıkmadı av sonunda bir kamış eksik döndük.. Yakalanan balıkların olmasada, giden kamışların anısının ömür boyu süreceğini söyledik Burçin'e ama ateş düştüğü yeri yakıyor malesef:). Bu arada giden kamışın vermiş olduğu gazla herkez oltasını birkez daha gözden geçirdi, sağlam olarak taşlarla destekledi, aradan bir kaç saat geçmiştiki la la la la yine gidiyor diye bağırmamla İsmail'in kamışı su üstünden yavaşca dibe doğru yöneldi bir ara Burçin peşinden suya atlasa kamışı yakalıyacak pozisyonda idi, ama elbiseleri ile atlamaya kıyamadı, ettimi size iki kamış....Av meclisi toplandı tabi muabbet kırla gitti, arada herkez unuttuğunda la la la sesleri ile giden kamış sahiplerini kızdırmalar epeyi devam etti, artık her balık vurmasında la la la sesleri orayı inletiyordu.

Hatırlayanlar bilir geçtiğimiz avlarda makine yedi lira kamış beş lira dediğim takımı, balık götürdüğü için İsmail bir nebze rahat, dandik takımdan bir nevi kurtulmuş oldu, İsmail'in kamışı çektirdiği yerden ben iki kamışımla oradaki harekete dahil oldum. Kamışları atarkende söyledim İsmail senin kamışı geri çekeceğim:) Ertesi gün oldu bu arada livarda 1.5-3 kg arası epeyi balık oldu, sabah yine erken kalktım, kamışlara baktığımda benim şamandranın birinin yer değiştirip diğer şamandraya yanaştığını gördüm, kamışı çekmeye başladım ama ne çekiş, misina gerildi koptu kopacak arada hafif kafa vuruşları var ama makinayı santim santim sarıyorum, arada hafif kafa vuruşu olmasa kocaman dal parçası çektiğimi düşünebilirdim. Nihayet kıyıya yanaşmıştı oltam, sudan ilk önce kamışın ucu göründü birde baktımki ismail'in kamış!!! gitmekten vazgeçmiş geri geliyor:) Akşam benim oltaya tutulan balık görevini yapmış, İsmail'in oltaya takıldıktan sonra kaçmış, bu arada elinde torla bekleyen Burçin toru bırakarak çekmiş olduğum ismailin oltasını çekmeye başladı ve birde ne görelim dün oltayı götüren balık bizi bekliyor, yaklaşık 2-2.5 kg sazan, tam bir piyango...



Avımızda enteresan olaylar yakamızı bırakmadı, ama unutulmaz avlar arasında yerini almştır diye umuyorum, kalabalık olmamızdan dolayı isteristemez çıkan seslerden dolayı büyük balık yakalayamadık ama büyük ve unutulmaz heyecanlara imza attık, bu güzel avımızda bana eşlik eden, İsmail, Cengiz, Burçin yiğenim, Namık ağabey, Mustafa Ağabey'e çok teşekkür ederim, pazar günü saat 12 de gelen kayığa bindiğimizde, avlağımızı bulduğumuz gibi temiz bırakmış olmanın huzuru ile bir avımızı daha noktaladık.Gidecek olanlara rastgele..







22 Ağu 2011

Kefal avı







Daha önce tuttuğumuz balıkların hayali ile kendimizi su kenarında bulmamız çok sürmedi, her zamanki avlağımızda herzamanki yerimizde, her zamanki yemimizi takarak, herzamanki yere attık, ama eksik olan birşeyler vardı oda balıktı, zannedersem, olayın esas kahramanı yoktu o gün. Merada tek tük balık oynuyor ama vuracak çoğunluğa malesef ulaşamıyordu, sabah 07 de başladığımız hayal kırıklığı avımız öğlene kadar zor sürdü, çıkan sıcaklarında etkisi ile evin yolunu tuttuk, avlak ile ev arası toplam 20 kilometre olup biraz Bafra tarafında kalmakta, denize dökülen kanalın ağzında av yapmaktayız. Zannedersem suların aşırı yüksekliğinden dolayı balık denize çıkmış olabilir diye düşünüyoruz. Evimizde biraz dinlendikten sonra artık balık tutmak için birşeyler yapmalıydık, bu zamana kadar çeşitli balık haberlerini aldığımız Cengiz arkadaşımızın avlağına gitmeye karar verdik arabamızın kuma batmasıyla biraz gecikerek te olsa saat 15 civarı yeni bir avlakta yeni bir heyecan için hazırdık, kışın adam boyu su olan avlakra su seviyesi dizlere kadar inmiş, sığ olduğundan dolayı ısınan su devamlı kefal için uygun ortam oluşturmakta. Boy çizmelerini girip otların ve kamışların arasında nasibimizi aradık akşam güneş batana kadar epeyi bir paçoz kefal yakaladık, ve günü bitirdik, hep birlikte resim çektirirken ben artık ertesi günün avının hayaline çoktan başlamıştım bile. Sabah malesef erken kalkamamış saat tam 8 de avlakta olabilmiştik, su pırıl pırıl pürüzsüz en ufak bir balık oynaması görülebilmekteydi, kısa bir balık oynağı arayışından sonra ikimizde kendimizce en uygun olan yerlerde oltalarımızı suyla buluşturduk. kenarda oturup yaklaşık 10 metre ileriye sazların dibine oltaları düşürdüğümüzde kefaller önümüzde dans yapmaya başlamışlardı, sazan dahi aldık, sazanı çekerken misinanın o cizzzzzz diye çıkardığı sesi o sessizlkte duymalıydınız. Artık daha fazla kefal yakalamanın bir anlamı kalmamıştı, hem zevkimizi aldık hemde yiyecek balığımızı yakaladık. balığın bol olduğu bir esnada ayağa kalktığımda önümdeki kaçışan , şaşıran kefalleri görmelisiniz. Limitleri doldurduğumuz bu avımızda av arkadaşım ismail ve bizden avlağını esirgemeyen Cengiz arkadaşıma burdan teşekkürlerimi bildirir daha nice avlarda beraber olta atmayı dilerim.Yazmış olduğum bu uzun av raporunda hatalarım varsa affola. Kalın sağlıcakla ve balıkla.Rastgele..

14 Ağu 2011

72cm sudak,10kg sazan.

















































































Son yaptığımızın son gününde peşpeşe vuran sazanları hiç unutamadım,tüm planlarımı yarım kalan avımın devamı için yapmıştım,oraya gidecek yarım kalan avımı tamamlayacaktım, ki zaten öyle yaptım;Arkadaşım İsmail ile iş sonrası yola çıkıp eksiklikler giderildikten sonra Farukl'arın yanına gitmemiz epeyi uzun sürdü, Faruk ve arkadaşları gittiğimizde yemlikleri tutmuş oltaları suya atmışlar hatta bir iki sudağı livara koymuşlardı, bize ayrılan yerlere oltalarımızı ancak saat 11 civarlarında atabilmiştik, malum akşamları derinlik ayarı zor olmakta.O akşam 11 adet sudak yakaladık,Aralarında müthiş iri balıklar vardı resimlerde göreceksiniz zaten.Sabah tan ağırırken artık gücümüz bitmiş bir şekilde çadırlarımıza çekildik.Biz uyurken Faruğun gurubundaki arkadaşlar işleri olduğundan dolayı erkenden ayrıldılar,tüm avlak bize kalmıştı bütün gün çok sıcak bir havada bekleştik,akşama doğru Faruğun sarı boncuklu oltası adeta suya yapıştı, resmen suya çarpınca sular yarıldı (Çokmu abarttım?) Faruk uçarcasına kamışın yanına gitmesiyle zımbayı vurması bir oldu ama balık daha kafasını bile döndürmeden kaçtı,Faruğun o halini kameraya çekemedim ona üzülüyorum.Daha sonra yaklaşık bir saat sonra kamış yine aynı hareketi yapınca Faruk bu sefer balığı çekebildi videoları mevcut.Balık resmen bir tosun zannediyorum 10 kg lık bir pullu sazan,bu mevsimde hep kiloluk sazanlar çıktığı için bizler için adeta bir sürpriz oldu.Hava kararırken asıl hedef balığımıza döndük yani sudağa sudak düne nazaran epeyi nazlı idi gece bir ben bir ,İsmail bir, dört Faruk olmak üzere altı adet sudak ile avımızı noktaladık,önceki gece yaklaşık yirmiye yakın sudak yanında altı adet az oldu ama biz ay işığına bağladık balığın azlığını,çünkü kaya balığı yemimizi pek rahat bırakmadı.Ertesi günü sabah saat onikide artık yola çıkmıştık,iyisi ve kötüsü ile avımızı kazasız belasız noktaladık, bu avımızda bizlere rehberlik yaparak merasında ilk sudağımı tutmama vesile olan Faruk arkadaşıma ne kadar teşekkür etsem azdır.Kendinize iyi davranın.Rastgele..

İri kefaller aldık..













Son zamanlarda denizde balık olmaması bizi başka arayışlara itti her gittiğimde mutlaka yokladığım avlaklarda artık kefal oltalara daha istekli vurmaya başlamış.Cumartesi öğle sıcaklarında balığın daha fazla oynayıp oltaları daha fazla ziyaret edeceğini düşünerek avlağa gittik, avlakta müthiş derecede balık oynuyordu, fazla kalabalık piknikcilerden dolayı üç adet balık yakalayabildik ama sadece ben beş kere balığı döndüremediğimden dolayı kanca balığın damağına saplanmadı olsun dedik, sağlık olsun dedik, bizimde sıramız gelecekti, ortamı piknikcilere bırakarak yarının planını yapmaya başladık.Ertesi günü sabah saat tam yedide avlaktaydık, piknikciler gelene kadar balığımızı sakin sakin yakalamalıydık.Çok geçmeden balıklar tek tek livardaki yerlerini almaya başladı, solucan ile yaklaşık 15cm derinlik vererek balıkları yakaladık saat 10 civarlarında artık piknikciler geldi ve balıklarda kendini cekti, artık gitme vakti gelmişti.Bu avımızda son zamanlarda yakaladığım en büyük kefal nasip oldu yaklaşık 1-1,5 kg arasında olduğunu düşünüyorum.Rastgele..

08-09-10 Temmuz 2011 Altınkaya sazan avımız..























Alınan yıllık izinleri boş geçmek olmazdı bizde öyle yaptık, ben, İsmail , abisi Cengiz, Yiğeni Burçin ile daha önceden sözleştiğimiz üzere Faruk'un avlaklarının birine gideceğiz diye yola çıktık, aslında Faruk'un bize oraya gidin dediği buruna gitmiş olsaydık daha güzel balıklar yakalıyacakmışız ama, biz daha önceki avlarımızda bize çömertliğini sunan bir avlakta karar kıldık ama yanlış yaptığımızı 24 saat tek bir vuruş alamayınca anladık. Kayıkcıyı çağırıp tekrar Faruk'un söylemiş olduğu buruna gitmek bizim için o sıcakta epeyi bir eziyet oldu, ama balıkcılıkta bunlarda var biliyorsunuz. Yeni yerimize kurulup oltaları suyla kavuşturunca tek tük mantarlar batmaya başladı. Kısa zamanda artık akşam yemelik balığımız çıkmış ve kendimize güvenimiz yerine gelmişti. Toplamda 8-10 parça balık tuttuk , İsrail sazanları artık sularda cirit atmaya başlamış,yaklaşık 8-10 parçada israil sazanı yakaladık , 5 sene sonra pullu sazan yakalayabilirmiyiz bilmem, israil sazanlarını kim niye attı o sulara bilmem, ama tüm yöreye yapılabilecek başka bir kötülük olmazdı herhalde. Sözleştiğimiz gibi kayıkcı ertesi günü saat tam 11 de bizi aldı ve güzel bir av kampının sonuna geldik. Yılda birkaçkez tekrarladığımız sazan avımız herzamanki gibi dolu dolu geçti, av arkadaşlarıma çok teşekkür ederim, gidecek olanlara rastgele..











21 Şub 2011

19 şubat gökala avımız..





Saat 11 de av yerine vardık amacımız başka avlaklardı ama Bafra'dan yem aldığımız arkadaşın yönlendirmesi ile kendimizi kumsalın orada bulduk,iyiki oraya gitmişiz hem yer olarak geniş, hemde gittiğimizden akşam hava kararana kadar balık su yüzünde oynayarak resital yaptı adeta ,balıkların dansını izlemek dahada zevkli idi.Balıklar siyah hamur ve ortamdan zorlukla bulunan sonucanlar ile tutuldu, yanımızdaki avcılar beyaz hamur ile bizden daha güzel tuttular.Genellikle su çarşaf gibi idi mantara vuruşlar çok net bir şekilde izlendi, bu havalarda mantarı seyretmek ayrıca bir zevk.Balık günsonu bir saat hariç hiç boş bırakmadı yani yarım saatte bir vurdu.Biz ben ömer,ismail, ve abisi cengiz çok güzel zaman geçirdik sizlerede böyle keyifli avlar dilerim.Hepinize rastgele.

S a m s u n .... a v l a r ı m: çinekop ve sarıkanat avı

S a m s u n .... a v l a r ı m: çinekop ve sarıkanat avı : 12 ocak 2019 Karadeniz in cömertliği bitmiyor, beyaz s...