Açıkcası bu sene bir kere gidebildiğimiz, işleri yoluna koyupta tekrer gidemediğimiz sazan avına ben pek gitme taraftarı değildim, aklımda geçtiğimiz haftalarda yakaladığımız kefaller vardı, çünkü artık kefal mevsimide bitmek üzere. Sezonun son balığını yapmak için iki araba yolda bulduk kendimizi. Cuma günü iş çıkışı başlayan eksik giderme ve yolculuk, gece 1.5 da avlakta noktalandı, hemen çadırlar kuruldu, ortalık düzenlendi, atılabilen oltalar atıldı ve biz avımıza başladık..
İlk gece herkez yorgunluktan mı nedir hemen yattı, sabah saat 06 da kalktığımda gece attığımız oltaların yerli yerinde durduğunu gördüm, eyvah dedim, sabah vurmazsa bu balık ne zaman vuracak, fakat zaman geçip de güneş az daha yükselince oltalardan peş peşine hareket gelmeye başlamıştı bile, bilirsiniz biz avcılar için hareket berekettir. Boncuklu oltalarımız yine çok çalışmaya başlamış, ama balıklar küçük olarak çıkıyordu, en az 1.5 kg olanlar alınıp daha küçükleri hemen geri salınıyordu. Kampımız altı kişiden oluştuğu için açıkcası çıkacak olan seslerden dolayı ben pek büyük balık olmaz diye düşünüyordumki, la la la la gidiyor diye bir sesle hepimiz işaret edilen taraftaki kamışa baktığımızda, kamışın adeta suya saplanan bir mızrak gibi suya düşmesi ve gözden kaybolması bir oldu, hepbirlikte koşarak oraya gittiğimizde kamışın ortalıkta gözükmediğini kamış kazığının ve onu tutan taşın yerinden yerinden oynadığını gördük . o kadarmı büyüktü bu balık??
Caanım kamış; cormaron set yaklaşık 300tl civarı, Burçin üzülüyor ama pek belli etmiyordu ama saatlerce çıkar diye bekledi, o kamış bir daha hiç çıkmadı av sonunda bir kamış eksik döndük.. Yakalanan balıkların olmasada, giden kamışların anısının ömür boyu süreceğini söyledik Burçin'e ama ateş düştüğü yeri yakıyor malesef:). Bu arada giden kamışın vermiş olduğu gazla herkez oltasını birkez daha gözden geçirdi, sağlam olarak taşlarla destekledi, aradan bir kaç saat geçmiştiki la la la la yine gidiyor diye bağırmamla İsmail'in kamışı su üstünden yavaşca dibe doğru yöneldi bir ara Burçin peşinden suya atlasa kamışı yakalıyacak pozisyonda idi, ama elbiseleri ile atlamaya kıyamadı, ettimi size iki kamış....Av meclisi toplandı tabi muabbet kırla gitti, arada herkez unuttuğunda la la la sesleri ile giden kamış sahiplerini kızdırmalar epeyi devam etti, artık her balık vurmasında la la la sesleri orayı inletiyordu.
Hatırlayanlar bilir geçtiğimiz avlarda makine yedi lira kamış beş lira dediğim takımı, balık götürdüğü için İsmail bir nebze rahat, dandik takımdan bir nevi kurtulmuş oldu, İsmail'in kamışı çektirdiği yerden ben iki kamışımla oradaki harekete dahil oldum. Kamışları atarkende söyledim İsmail senin kamışı geri çekeceğim:) Ertesi gün oldu bu arada livarda 1.5-3 kg arası epeyi balık oldu, sabah yine erken kalktım, kamışlara baktığımda benim şamandranın birinin yer değiştirip diğer şamandraya yanaştığını gördüm, kamışı çekmeye başladım ama ne çekiş, misina gerildi koptu kopacak arada hafif kafa vuruşları var ama makinayı santim santim sarıyorum, arada hafif kafa vuruşu olmasa kocaman dal parçası çektiğimi düşünebilirdim. Nihayet kıyıya yanaşmıştı oltam, sudan ilk önce kamışın ucu göründü birde baktımki ismail'in kamış!!! gitmekten vazgeçmiş geri geliyor:) Akşam benim oltaya tutulan balık görevini yapmış, İsmail'in oltaya takıldıktan sonra kaçmış, bu arada elinde torla bekleyen Burçin toru bırakarak çekmiş olduğum ismailin oltasını çekmeye başladı ve birde ne görelim dün oltayı götüren balık bizi bekliyor, yaklaşık 2-2.5 kg sazan, tam bir piyango...
Avımızda enteresan olaylar yakamızı bırakmadı, ama unutulmaz avlar arasında yerini almştır diye umuyorum, kalabalık olmamızdan dolayı isteristemez çıkan seslerden dolayı büyük balık yakalayamadık ama büyük ve unutulmaz heyecanlara imza attık, bu güzel avımızda bana eşlik eden, İsmail, Cengiz, Burçin yiğenim, Namık ağabey, Mustafa Ağabey'e çok teşekkür ederim, pazar günü saat 12 de gelen kayığa bindiğimizde, avlağımızı bulduğumuz gibi temiz bırakmış olmanın huzuru ile bir avımızı daha noktaladık.Gidecek olanlara rastgele..
2 yorum:
SOMON yazmissiniz ! Önce sasirdim da yine de sorayim dedim, "Gök Kusagi Alabaligi olmasin" diye!:))
Baligin havaya sicramasi ve ölumsuzluge dek cekilen foto bir harika !!!:)))))Sevgilerimle
Tabiki gökkuşağı Alabalığı,Samsun bu balığa bu şekilde ad koymuş, bende yerel adları kullanmayı tercih ediyorum,gözden kaçmayacağını biliyordum :))Ayrıca foto yorumunuz için teşekkürler,Samsun'dan sevgi ve saygılarımla..
Yorum Gönder