2 Eyl 2010

28-29 ağustos Altınkaya kampımız.






Aslında bu kadar sıcakta Altınkaya'ya gitmek pek akıllı bir karar değildi, ama bizim gibi memurlar için en küçük bir tatil, balık tutmak için iyi bir fırsat oluyor. Cumartesi saat birde Faruk arkadaşımızı da Havza'dan alarak yola çıktık ,saat üç civarlarında avlağa vardığımızda yaprak kımıldamıyordu, aslında ortalıkta pek yaprakta yoktu yani, sular yaklaşık bir on metre çekilmiş eski düzenimiz bozulmuştu, orman ile göl arası açıldığı zaman avcı için biraz eziyet oluyordu, ama yapacak pek birşeyde yoktu.Oltalarımızı hemen hayellerimizle buluşturduk, son zamanlarda Altınkaya'dan büyük balık haberleri gelmediği için mısır ile yemleme işini yapmadık ,zaten balıklar yeterince küçüktü yemleyip daha küçükleri meramıza çekmek istemedik. Oltalarımız küspe ile yemlenmiş sarı ve fosforlu yeşil boncuktu, av bitimine kadar bu sitilden vazgeçmedik. Aslında amacımız hava kararınca daha önce de oltalarımızı boş bırakmayan sudaklardı, ama çok uğraşmamıza rağmen yemlik gümüş bulamadığımız için malesef sudaklarla buluşamadık ,onun yerine aralıklarla irili ufaklı sazanlar yakaladık. Gece o yorgunlukla ben saat birde yattım, Faruk ve İsmail ise saat üçe kadar bir iki parça daha sazan almışlar erkenden uyandığımda Faruk oltalarının başında balık bekliyordu ,benim oltaların hepsi bir tarafta köke takılmış, yapılmayı bekliyordu,bu arada tuttuğumuz balıklar kadar da dipteki ilişkenlere takılma sonucunda çok balık kaçırdık. Saat bire kadar o sıcakta zor dayandık, güneş tepedeyken kampı toplamak hakikatten çok kötü ama bizdeki bu balıkcılık aşkı oldukça herşey vız geliyor. Evet dostlar,bu sefer trofe balık yakalayamadık ama dostluklarımız biraz daha pekişti, Faruk ve İsmail arkadaşımla hayellerimizi bir kez daha gerçekleşmenin huzuru içinde kazasız belasız evlerimizin yolunu tuttuk.Daha sonraki avlarımızda görüşmek dileğiyle.Rastgele..

14 Tem 2010

Sazan avımız 8,9,10 temmuz 2010











Uzun zamandan beri hayallerimizi süsleyen güzel bir av zamanının vakti artık gelmişti,planımız İsmail,ben ve Kurtuluş ile üç kişilik bir gurup düşünmüştük, fakat Kurtuluş'un işi çıkınca iki kişi gitmek zorunda kaldık.Sağolsun Altınkaya Ustası Faruk bize en güzel avlağını ikram etti.Perşembe öğlene doğru yanına uğradığımız Faruk dostumuzla tanışıp çayını içtikten sonra, kağıt üzerinde tarifi ile bizi güzel bir avlağa yönlendirdi,avlağın fazla yorulmaması açısından neresi olduğunu söyleyemiyoruz kusura bakmayın.

Yaklaşık 1-1.5 saat virajlı ve tehlikeli bir yolculuktan sonra, avlağımıza yerleştik, oltaları atacağımız noktaya kadar Faruk'tan cep telefonu ile okey alınarak oltalar atıldı,merak edenler için olta sayısını veriyorum,ben iki adet, İsmail dört adey şamandralı olta attı,bizim için önemli olan ortamda bulunmak, havayı solumak, yıldızların altında parıldıyan şamandraları seyrederek iki tek atmak, ha bu arada balıkta gelirse çok iyi oluyor tabi (Aslında Faruğa'da güveniyorduk bizi boş göndermezdi) Samsun'dan haşlayıp hazırladığımız mısırların yaklaşık üç kilosunu hemen avlağımızı yemleyerek kullandık ve başladık beklemeye, akşam oldu ha vurdu ha vuracak derken ilk vutuşu gecenin onbirinde aldık, ama yakalayamadık,yorgunluktan daha fazla dayanamayarak saat yarım civarı çadırımızda uykuya daldık.Sabah balığından biraz ümitliydik saat yedide kalktığımızda oltaların aynen aynı yerinde durduğunu hiç vuruş olmadığını gördük, ümidimiz tam bitmeye başlamıştıki İsmailin dört oltasından biri olan ucunu kırdığımız öylesine attığımız kamışın şamandrası birden gözden kayboldu, kahvaltıyı bırakıp zımbayı koymamla kamış adeta kırılırcasına ağlamaya başladıaha dedim kuzu geliyor, makine on lira, kamış Albastar yedibuçuk lira, çekiyorum balığı ama santim santim,neyse uzun bir uğraştan sonra balığı tora aldık tahminimize göre ikibuçuk üç arası sazan,tamam dedik balık başladı yemlediğimiz yerden daha ayrılmaz,ama nerdeee yine akşama kadar bir hareket olmadı, biz çektiğimiz balığın gazına habire pür dikkat bekledik,bu arada faruk,seyfo ve deniz yanımıza gelip küçük bir merhabadan sonra onlarda avlaklarına geçtiler,heycandan çaylarını bile içmeden doğruca avlaklarına yollandılar.Akşam olmuş hala skorumuz bir balıktı, karşı taraftan aha geldi, tuttum,of be balığa bak sesleriyle adeta bizi çatlatarak onlar güzel bir av yaşıyorlardı.Gece saat iki civarında yattık hala tek balık


Sabah saat beşte kalktım oltalar yine aynen yatıyor küçük bir yemlemeden sonra artık tektük oltalara vuruş başladı yaklaşık 750 ile 1.5 kg arası onlarca balık yakaladık,küçük olanlar salındı bize 4-5 adet sazan kaldı,resimde görülen sudaklardan iki adedini Faruk bize hediye etti, buradan kendisine çok teşekkür ederim,avlağını bizimle paylaştığı için ayrıca teşekkür ederim.Unutulmaz avlarıma bir sayfa daha eklediğim için çok sevinçliyim,herkeze nasip olsun Rastgele..
Not;Balık salma videosu yakında yüklenecektir.

S a m s u n .... a v l a r ı m: çinekop ve sarıkanat avı

S a m s u n .... a v l a r ı m: çinekop ve sarıkanat avı : 12 ocak 2019 Karadeniz in cömertliği bitmiyor, beyaz s...